Köpeklerde yüksek ateşle seyreden, çok bulaşıcı viral bir hastalıktır. Köpek viral hastalıkları içinde kuduzdan sonra en çok bulaşma ve ölüm vakalarının görüldüğü hastalıktır. Özellikle yavru köpeklerde barınaklardan alınan yada yurt dışından kaçak olarak getirilen köpeklerde daha sık görülür.
Hastalık genellikle 3-12 aylık köpeklerde görülür. Virus kaynaklı olan hastalık kış aylarında daha fazla yaygındır. unutmayın ki 1 yaşın üstündeki köpeklerdede görülme ihtimali vardır o yüzden aşısını ömür boyu her yıl yaptırmanız gerekir.
Hastalık özellikle Sky, Terrier, Chow chow, Irısh seter, kırmızı uzun tüylü, Teckel, Cocke-spaniel, siyah kurt köpekleri ve Kuvarz ırkı köpeklerde daha ağır seyreder.
Köpeklerde hastalığa yakalandıktan 4-7 gün içerisinde geçici yüksek ateş, öksürük, ishal, kusma, iştahsızlık ve zayıflama görülür.
Bunlarla birlikte hastalığın çeşitli formlarında göz-burun akıntısı, körlüğe kadar gidebilen çeşitli göz hastalıkları, sindirim ve solunum sistemi hastalıkları, kalp yetmezlikleri, böbreklerde fonksiyon bozuklukları, deri lezyonları, titreme, koordinasyon bozuklukları, korku, çift yada tek yönlü kafa sallama, işitme bozuklukları, felçler, şakak bölgesinde tikler gibi semptomlarda görülmektedir.
hastalığın sinirsel formunda kalıcı tikler oluşur. ayak seyirmeleri gibi. bu tiklerin tedavisi oldukça zordur ve çoğuzaman köpeğin yaşam kalitesini olumsuz etkiler.

Hastalıktan korunmanın en iyi yolu düzenli olarak Veteriner Hekiminizin uyguladığı aşılama programına riayet etmenizdHer yaştaki köpekte görülebilmesine rağmen özellikle yavru köpeklerde daha sık rastlanılan, virütik ve ölümcül olabilen bir hastalıktır. Özellikle iç parazitler gibi ikincil hastalıklar da varsa çok daha şiddetli seyredebilmektedir. Distemper insanlara geçmez fakat yavru köpekler arasında özellikle solunum yoluyla çok hızla bulaşır. Genellikle klinik bulgular başlamadan önce köpekte genel bir durgunluk, iştahsızlık ve ateş vardır. Köpeğin, hastalık etkeni virüsü aldıktan sonra 1 hafta 10 gün içinde klinik bulgular başlar. Hastalık 5 ayrı klinik formda seyreder ve her her form arasında 1 hafta kadar sürebilen iyileşme periodu görülebilir.
Klinik formları:
1- Mide-barsak formu: Şiddetli kusma, ishal ve iştahsızlıkla seyreder.
2- Göz formu: Gözde sarı-yeşil bir akıntı vardır ve göz kapaklarını kısarak bakmaya çalışır.
3- Akciğer formu: Kuru bir öksürük ile başlar, artarak yaş forma döner, burun kurumuştur, sarı yeşil akıntı gelir.
4- Deri formu: Patilerin yastık bölümününde (ayağın alt kısmı) erozyonlar dikkati çeker ,vücüdün değişik yerlerinde de sivilce benzeri görüntüler olabilir.
5- Sinirsel form: Bu form genellikle klinik seyrin en sonunda yaşanır. Vücudun değişik kaslarında seyirmeler (artarak devam edip bütün bedeni etkileyebilir), kısmi veya genel felç, dönme hareketi veya epilepsi (sara) krizi nöbeteleri ile karakterizedir. Sinirsel formun ilerlemiş aşamasında bazı köpeklerde kontrolsüz şekilde havlama veya bağırma belirtileri görülebilir.
Ne yazık ki oldukça ölümcül bir hastalıktır ve atlatabilen köpeklerde de seyirmeler (gözde veya ayaklarda), yürüyüşte zorlanma gibi arazlar bırakabilir. Hastalık genellikle aynı anda 2 formu da beraber göstererek seyreder. Hastalığın teşhisinde klinik bulgular ve bu bulguları meydana getirebilcek diğer hastalık ihtimallerinin ekarte edilmesi belirleyici olur. Gençlik hastalığının tedavisinde veteriner hekim klinik bulgulara göre tedavisini yapar ve hastalığa özgü serumu uygular. Hasta köpeğin vücut direnci bu hastalığın tedaviye cevap verip vermeyeceğini belirleyen faktörlerden belki de en önemlisidir.Yani köpekte herhangi bir parazit olup olmadığı, annesini ne süreyle emdiği, gelişme hızı gibi faktörler özellikle yavru köpekler için son derece önemlidir.
Distemper hastalığının aşısı vardır. Köpek 1.5 aylık olduktan sonra 3 hafta arayla 3 defa yavru köpeklere ve ergin olanlara da yılda 1 kez uygulanarak bağışıklık sağlanabilir. Veteriner hekimin belirleyeceği aşı programına uyularak bu denli önemli bir hastalıktan köpeklerimizi koruyabiliriz.lir.
Canine distemper bir paramyxovirus'tür, insan kızamık nedeni olan paramyxovirusla benzerlik gösterir.Avrupa’da ilk kez 1761 yılında bildirilmiş olmasına rağmen 48 yıl sonra Edward Janner tarafından tam olarak tanımlanmıştır. Dünyada yaygın olarak görülmesi ve ölüm oranının yüksek olması nedeniyle son derece önemli bir hastalıktır.Virüs soğuk ortamlarda daha dayanıklıdır, 0-4 °C haftalarca canlılığını koruyabilir. Sıcak ortamlara duyarlıdır ve oda ısısında 37 °C 1 saat canlı kalabilir.60 °C üzerinde 30 dk içinde parçalanır.Hasta köpeğin uzaklaştırılmasından sonra barınaklarında virüs kalmaz.
Hastalık virüsün etkilediği bölgeye göre; solunum,sindirim ve sinirsel formda gelişir.
Köpeklerdeki bu virus birçok organı etkisi altında bırakır; deri,beyin,gözler, intestinal(sindirim) ve solunum sistemi... Distemper virüsü köpeklerin dışkı, idrar, salya, göz ve burun akıntısıyla bulaşmaktadır. Enfeksiyonun yayılmasında en önemli yol aerosol ve damlacık yoludur. Bu virus idrar gibi vücut salgılarıyla taşınabildiği gibi asıl bulaşma yolu hava yoludur. Her yaştaki köpekler virusten etkilenebilirler,ama daha çok 6 aylıktan küçük olan köpekler risk altındadırlar.
Virüsün inkübasyon süresi 4-10 gün, enfekte olduktan sonra hastalığı yayma süreleri 60-90 gün kadardır.
Yapılan araştırmalarda Boxer, Pekingese ve İskoç Terrierlerinde distempere bağlı ölüm oranı nisbeten düşük görülürken, Alman kurdu ve cocker spaniellerde yüksek görülmüştür.
Belirtiler Nelerdir?

Distemper virüsü vücudun bir çok sistemini etkileyen bir virustür. En çok görülen hastalık belirtisi burun ve göz akıntısı,öksürük,ishal,kusma,ve epilepsidir. Hastalıktan hafif derecede etkilenen köpeklerde sadece öksürük görülebilir ve bu "kennel cough" hastalığı ile karıştırılabilir. Diğerlerinde pnömoni( pneumonia)gelişebilir. Hastalığı atlatan yavru köpeklerde dişlerde ciddi mine problemi gözlenebilir (Mine hipoplasisi).

Genç köpeklerin burnunda ve ayak tabanlarında kalınlaşma oluşur, bu yüzden hastalık "hardpad disease"(sert taban hastalığı) olarak tanımlanır.

Hastalığın hafif formunda su kaybı, iştahsızlık, kilo kaybı, halsizlik gibi genel belirtilerin yanında iki taraflı göz ve burun akıntısı, önceleri seröz daha sonra mukoprulent öksürük, nefes almada zorluk, ishal, kusma, gözlerde körlüğe varabilen derecelerde bozukluklar ve aniden ölüm görülebilir.
Riskler Nelerdir?
Köpeklerde yüksek ateşle seyreden, çok bulaşıcı viral bir hastalıktır. Köpek viral hastalıkları içinde kuduzdan sonra en çok bulaşma ve ölüm vakalarının görüldüğü hastalıktır. Özellikle yavru köpeklerde barınaklardan alınan yada yurt dışından kaçak olarak getirilen köpeklerde daha sık görülür.
Distemper özellikle köpek çiftliklerinde aşılanmamış köpekler arasında hızla yayılabilen çok ciddi bir hastalıktır.
Tüm hastalığa yakalananlar ölmeyecektir ama büyük çoğunluğunun ölmesi muhtemeldir.Her yaştan köpek bu hastalıktan kolaylıkla etkilenebilir.Çok genç ve çok yaşlılarda ölüm oranı çok yüksektir.
Ölüm oranı yaklaşık u'tir.
Yaşlı köpeklerin doğal bağışıklıklarının olduğu düşüncesi yanlıştır.Bazılarının olabildiği gibi bazılarının olmayabilir.Distemper Hastalığını geçiren ve iyileşen köpeklerin bazılarında görme ve sinir sisteminde sorunlar yaşanabilir.Bu hastalıktan kurtulan yavrularda genellikle mine gelişiminde bozukluk olduğu için dişleri lekelidir.
Hastalık genellikle 3-12 aylık köpeklerde görülür. Virus kaynaklı olan hastalık kış aylarında daha fazla yaygındır. Unutmayın ki 1 yaşın üstündeki köpeklerdede görülme ihtimali vardır o yüzden aşısını ömür boyu her yıl yaptırmanız gerekir.
Distemper nasıl tedavi edilir ve hastalıktan korunma nasıldır?
Canine distemper'ın spesifik bir tedavisi yoktur. tedavinin büyük bölümü destek tedaviden oluşur.İntravenöz sıvı tedavisi dehidrasyonu önlemek açısından son derece gereklidir.Nörolojik semptomlar geliştiği taktirde anti-epileptik ilaç uygulaması gereklidir.
KORUNMA:
Canine Distemper için mükemmel aşılar geliştirilmiştir.Bu aşılar yıllardır kullanılıyor ve hastalığın frekansını çok düşürdükleri için güvenle kullanılmaya devam ediliyor.
Geçmişte aşılar insan kızamık virüsünden yapılıyordu ancak günümüzde bu uygulama artık yaygın değildir.Günümüz aşıları her yaştaki köpeğe minimum yan etki ile güvenle uygulanmaktadır.Yaşlı köpeklerde aşılama ile ömür boyu koruma sağlanamaz ve bu yüzden her yıl aşılama tekrarı mutlaka yapılmalıdır.
Yavrular doğumdan sonra anne sütüyle aldıkları antikorlarla muhtemelen 1-4 hafta kadar korunurlar, ancak çoğu yavruda anneden geçen maternal antikor düzeyi 6-8 hafta içinde önemli derecede azalır.bu dönemlerde oldukça duyarlıdırlar. Distemper a karşı korunmada 3 haftalıktan küçük olmamak şartıyla en az 2 defa 2-4 hafta arayla aşı yapılmalıdır. Ayrıca 2. 3. ve 4. aylarda yapılan 3 lü aşı uygulaması da tavsiye edilir.Böylece 12 ay sürebilen bağışıklık sağlanır. Daha sonra yıllık periyodik aşı programı uygulanmalıdır.